Covid-19 Salgını Sürecinde Aile, Çocuk Ve Eğitim

Covid-19 Virüsünü sadece biyolojik bir hastalık olarak düşünmemeliyiz, ekonomi, eğitim, psikoloji gibi alanlar başta olmak üzere tüm alanlara doğrudan/dolaylı etkisi olan bir virüstür. Virüs küresel olması nedeniyle herkesi etkiliyor. Bu bir süreçtir. Bu süreçte soğukkanlılıkla tedbirli davranmak hepimizin görevidir.

Covid-19 Salgını Sürecinde Aile, Çocuk Ve Eğitim
28 Mart 2020 - 21:05 - Güncelleme: 02 Kasım 2021 - 17:40
Selhan ARSLAN
Covid-19, Sağlık Bakanlığımız ve WHO tarafından küresel ve salgın bir hastalık olarak tanımlanmıştır. Covid-19 Virüsünü sadece biyolojik bir hastalık olarak düşünmemeliyiz, ekonomi, eğitim, psikoloji gibi alanlar başta olmak üzere tüm alanlara doğrudan/dolaylı etkisi olan bir virüstür. Virüs küresel olması nedeniyle herkesi etkiliyor. Bu bir süreçtir. Bu süreçte soğukkanlılıkla tedbirli davranmak hepimizin görevidir.
Toplumlar tarih boyunca sayamayacağız kadar olağanüstü durumlarla karşı karşıya kalmıştır. Şimdi de Covid-19 virüsü nedeniyle olağanüstü bir süreçten geçiyoruz. Bir taraftan yaşam devam ederken, bir taraftan da toplum sağlığı, kitlesel yaşam endişelerimiz, korku ve kaygılarımız var. Bu iki durum karşısında bizler bireysel olarak da toplum olarak da en iyi önlemleri alıp, tedbirli davranarak üstümüze düşen görevi yapmalıyız. Bu virüsün gündeme gelmesi ile birlikte yaşamımızın daha güvenli ve sağlıklı olması için başta beslenme olmak üzere insanı etkileyen her alanda daha ciddi ve titiz davranılması gerektiği ortadadır. Yaşamımızı daha güzel ve sağlıklı geçirebilmemiz için yeni yöntem ve tekniklere ihtiyaç hâsıl olmuştur. Bu durumda en temel görev ve sorumluluğu eğitim camiasının üstüne alması gerektiği kanaatindeyim.
Eğitim alanında özellikle üniversiteler çok hızlı adımlar atıyor. Uzaktan eğitim ile dersler online olarak işlenecek. Birçok üniversite hemen uzaktan eğitime geçerek, dersleri, sınavları, projeleri ara vermeden öğrencilerine vermeye başladı. Uzaktan eğitim sürecinde iki boyuta bakalım; birinci boyutu erişilebilir, hızlı ve sürekli olup olmaması, ikinci boyutu ise verimliliği ve katkısı yani işe yarayıp yaramadığıdır. Öğrencilerin büyük kısmı teknolojiyi aktif kullanıyor, bu nedenle erişilebilir noktasında pek sorun yaşandığını düşünmüyorum. Ama uzaktan eğitim ile derslerden alınacak verimin yüz yüze (organik bağ) olan eğitime göre verimin daha düşük olacağı kanaatindeyim. Bu süreçte Milli Eğitim Bakanlığı’nın uzaktan eğitim yapma kararını olumlu buluyorum. Çünkü 1-12. sınıfa kadar müfredat her okulda aynı bu sebeple bütün öğrencilere aynı içeriği verebilir. MEB’in EBA ve TRT üzerinden bir çalışması var. MEB, öğrenci ve velilerden takip etmeleri için gerekli bilgilendirmeleri yapıyor. Bu aşamada bazı özel okulların çok hızlı ve etkin bir şekilde uzaktan eğitime başladıklarını görmek, ülkemizin geleceği açısından güzel umutlar veriyor. Örneğin Özel Aydın Rehber Koleji gibi özel okullar hızlı ve çözüm odaklı adımlar atıyor.
Uzaktan eğitim sürecinde, velilere, öğretmenlere ve öğrencilere bu süreç için birkaç önerim var. Velilere şunu söylemek istiyorum; merak etmeyin çocuklarınız dijital çağ çocukları olduğundan bu sisteme kolayca uyum sağlayacaklardır. Eğer evdeyseniz onlar uzaktan ders dinlerken siz de onları motive edin, örneğin kitap okuyun, TV’de bir şey izlemeyin ara sıra onlarla birlikte derslere bakın. Eğer işe gidiyorsanız döndüğünüzde onlarla uzaktan eğitim hakkında konuşun, birlikte videolar izleyin, derslerden notlar alın. Öğretmenlere şunu söylemek istiyorum; “Sizin en yakın arkadaşlarınız ve geleceğimiz olan çocuklarımız için bu süreçte elinizden geleni yapıyorsunuz.” Hababam sınıfında Mahmut hocanın “okul etrafı duvarla çevrili yer değildir. Okul her yerdir” cümlesini unutmamak gerekiyor. Sevgili öğrenciler, bu süreç geçicidir. Yine okullarınıza döneceksiniz, bu dönemde size verilen uzaktan eğitim içeriklerinden faydalanın, bol bol kitap okuyun. Öğretmenlerinizin ve ailenizin aldığı tedbirlere uymanız dileğiyle.
Sağlıkla kalın…
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum